Şizofreni Hastaları ve Yakınlarına Öneriler | Doç. Dr. Hakan Delibaş

Şizofreni hastalığı ciddi bir ruhsal hastalıktır. Ve bu ciddi ruhsal hastalıkta tedaviler, tedavi, hastanın doktorla ilişkisi, hasta yakınlarının hasta ve doktorla ilişkisi çok önemlidir. Çünkü bu üç bacaklı bir tedavi aslında. Hekimin bu tanıdan emin olduktan sonra bir defa o emin olma işini bir açayım. Böyle hızlıca tek seansta tek görmeyle ağ atanınız şizofren demek. İlk evrede kolay olmayabiliyor. Birkaç seans Bu tanıyı kullanmak açıkçası ben çok sevdiğim bir durum değil. Gündelik pratiğinde. Bu tanı yerine ön tanı hani evet böyle bir rahatsızlık var. Şu an yaşadığı bir sorun var. Bir davranış problemi var. Bu kişi evden çıkmamayı tercih ediyor. Bu kişiyi daha çok zihnin içerisinde ona çok inandırıcı gelen bazı düşüncelere ve fikirlere aşırı odaklanıyor. Buna uygun davranıyor ve böyle yönetiyor süreci. Bu durum onun hayatında bazı şeyleri kaybettiriyor. Canı buna sıkılıyor, üzülüyor ama üzerinde kontrolü yok sonuçta. Bunu bilerek yapmıyor. Bir defa hani O açıdan karşıdaki kişinin bu kararları alırken kendi iç dünyasında baktığı gözlüklerle kararlar aldığını bilmek önemli. Çünkü kişiselleştirebiliyor bazen yakınları. Yani bu kişi bir türlü aşamadı bunu. Üstesinden gelemedi. Kendisine sorun yaratmasına rağmen neden tekrar tekrar aynı davranışları gerçekleştiriyor soruları yakınları bazen tüketebiliyor. Bu açıdan özellikle ülkemizde şu anda son on yıldır yaygınlaşan toplum ruh sağlığı merkezlerine vurgu yapmak isterim. Bunlar ücretsiz hizmet alabileceğiniz merkezler. Lütfen buralardan destek alın. Buralardaki buranın sorumlu hekimi, psikiyatri uzmanı, ekip başkanıdır. Bu ekiple beraber yönetir. Ergoterapisti, psikoloğu, hemşiresi, bir ekip olarak sosyal hizmet uzmanıyla beraber toplumumuz sağlığı merkezlerinden ciddi ruhsal hastalığı olan bireyler ve yakınları destek alabilirler. Bu merkezlerde hastalıkla ilgili bilgilendirmeler, ilaç tedavilerinin devamı, ilaçların yazımı, ilaçların kullanımı sırasındaki kan tahlillerinin takibi, çünkü ciddi ruhsal hastalıklarda ciddi ilaçlar kullanılır. Takiplerinin sıkı yapılması, kan daha tahlillerinin düzenli yapılması önemlidir. Ailelere, yakınlarına destek olunması böyle bir merkezlerin olması gerçekten çok önemli. Bu tür merkezlerden faydalanabilirler. Bölgenizden sorumlu olan toplumu sağlığı merkezini il sağlık müdürlüklerinden öğrenebilirsiniz. Yine internet sayfalarından takip edebilirsiniz. Size en yakın ikinci ya da üçüncü basamak devlet hastanesinin iletişim biriminden bir telefon açıp öğrenebilirsiniz. İzmir'de örneğini ben İzmir'de çalışıyorum ve İzmir'de çok merkez var çalışan. Daha önce de ben böyle bir merkezin sorumlu hekimliğini yürüttüğüm için biliyorum. Bu merkezler gerçekten de aileyi hastayı ve ekibi bir arada tutan süreci yöneten, ataklarda hastalara ve hasta yakınlarına yardımcı olan hastalık üzerinde kontrol olduğu hissini uyandıran ama bir yandan da hastayı ürkütmeyen bilinen yüzlerin sürekli aynı insanları gördüğü süreçleri yönettiği merkezler. O açıdan buralardan faydalanabilirsiniz. İlk önerim bu olabilir. Diğer bir önerim, bu ilaçlar yan etkileri olan ilaçlar. O yüzden yakın takip yapılması, kan tahlillerinin düzenli yapılması önemli. Ayrıca kan ilaç düzeyinin belli aralıklarda tutulması da çok önemli. Bunun için belli aralıklarla tahliller gerekebiliyor. Yine bu ilaçların bazı yan etkileri olabilir. Bu yan etkilerle ilgili kan tahlillerinin takiplerinin yapılması gerekiyor. Nörolojik muayenelerinin olması gerekiyor. O yüzden hani İkimiz de bağlantıda kalmanız çok uzun süreler bir psikiyatrist görmeden bu ilaçlara hala devam ediyor olmamanız gerekli. Mutlaka bir hekimle temasını sizi bilen, uzun yıllardır gittiğiniz bir hekimin olması önemli. Psikiyatride sürekli çok önemli. Eğer içinize sinen, siz anladığını düşündüğünüz, güven hissettiğiniz bir hekiminiz varsa ondan kopmayın lütfen. Düzenli olarak onla devam edin. Hastanız onu istiyorsa ona gitmeye devam edin. Mümkün olduğunca iletişimi koparmayın. Devlet hastanesi hekimleri açısından Çok yoğun çalışıyoruz meslektaşlarım, biliyorum. Fakat bu yoğunluk içinde bile en azından temas kurabildiği, bildiği, doktorun orada olduğunu bilmesi çok önemli. Çünkü aslında hastayı iyileştiren, evet ilaçlar çok faydalı. Bunu biliyoruz geçmişte bu ilaçların olmadığı dönemlerde bu hastalar kapatılarak, ilaçsız olarak bazı ağır tedavilerle toplumdan soyutlanarak tedavi ediliyorlardı. Ama artık elimizde seçenek çok, çok güzel ilaçlar var. Bu hastalar belirgin şekilde toparlayabiliyorlar. Tekrar işlevseklerini kazan Çok hastam oldu. Sizler de bunlardan biri olabilirsiniz belki şu an dinleyenler için söylüyorum. Umutsuzluğa hiçbir zaman kapılmayın. Adı çok korkutucu, bilinmeyen, şizofreni, beyin yarılması, fakat hastalık aslında o kadar korkutucu da değil. Elimiz güçlü. Birçok ilaç seçeneği var şu an elimizde. Depo tedaviler var. Ayda bir uygulanan. Bu hastalığı bir beyin hastalığı. Kişi bu beyin hastalığı nedeniyle hastalığını fark edememe bölümü de rahatsız olabiliyor. Buna içgörü deniyor. Kişi bilemiyor hasta olduğunu. Dolayısıyla o bileme de bir hastalık belirtisi olarak almak önemli. Tedaviye ihtiyacı olduğunu bilemiyor. Bu gibi durumlarda çeşitli teknikler var. Çeşitli ilaç seçenekleri var. Bu depo tedavileri falan kullanabiliyoruz. Bu açıdan hani kendiniz umutsuz, bunu yönetemeyecek gibi hissetmeyin. Bunun dışında yine önerebileceğim hayatı aktif olarak, ufak ufak sorumluluklar alabileceği, toplumdan soyutlanmasının desteklenmeden daha toplumun içine karışabileceği süreçlerin yaratılması. Önemli yine sadece hasta ve hasta yakınlarına değil topluma da düşen sorumluluklar var. Biz bu bireyleri damgalamamalıyız. Çünkü bir kişiyi şeker hastalığı olabilir. Ona şeker hastalığı var derseniz. Aynı şekilde bir kişinin şizofreni hastalığı da olabilir. Çünkü şizofreni bir beyin hastalığıdır. Bir insan değildir. Bu şizofren diyemezsiniz yani. Şizofrenin hastalığı vardır. Dolayısıyla bu damgalama ve zaten soyutlanan bir rahatsızlıkta bu tür damgalayıcı tutum davranış ve söylemler bu kişileri bizden daha da uzaklaştırır. Toplumun bir parçası olmaktan öte daha yüksek daha uzun süre hastanede yatmalarına neden olur. Dolayısıyla toplumunda bu farkındalığın oluşması, bizlerin de bu rahatsızlığı olan insanlara ve onların yakınlarına şefkatle anlayarak bu rahatsızlığı bunun bir beyin hastalığı olduğunu bilerek yaklaşmamız çok önemli. Her şey dilde başlıyor. Damgalama önemli. Bu açıdan da ufak tefek önerilerim olur. Teşekkür ederim.